Günlükler 2005

BEKLENTİLER

Bence bu Türkiye ve Türkiye'de yaşayan insanlar hakkındaki bilgimi yenilemek için oldukça iyi bir fırsat. Yeni nesil varolan durumu değiştirmeli ve iki ülke arasındaki sorunlara çözüm bulmalıdır, bu da iletişim kurmadan yapılması imkansız bir şey. Türkiye'den genç insanlarla tanışmayı, önemli ve ilginç konular üzerine tartışmayı ve onların hislerini ve düşüncelerini anlayacağımızı umuyorum. 

Aynı zamanda bunun benim için güzel bir yolculuk ve tatil olmasını bekliyorum. Uzun yıllar önce benim de vatanım olan ilginç yerleri göreceğim. Umarım yaz okulunun sonuna kadar pek çok yeni arkadaşım olur. Teşekkürler!

10.08.05
Uçak penceresinden ilk gördüğüm şey 12 milyon insanın yaşadığı bir şehrin ışıklarıydı. Çok etkileyiciydi. 

Sabah pencereden gelen bir sesle uyandım: ezan okunuyordu, böylece ben de o andan itibaren Türkiye'yi, Müslüman dünyasını ve kültürünü keşfetmeye başladım. Bu benim için halen çok tuhaf ve yeni. Ama görüyorum ki Istanbul daha Avrupalı. Türkiye'den gençlerle uzun bir yolculuk yaptık, hepsi çok sevimliler.
Günün en kötü anıları Adana'dan Antakya'ya yaptığımız otobüs yolculuğu oldu. Hava çok sıcaktı ve doğru düzgün uyuyamamıştık. Gün biterken neredeyse konuşamıyordum bile. Yatıp günlerce uyuyabilecek kadar yorgundum ama bir duş aldıktan sonra yürüyüşe çıktık. Şimdiden birkaç Türkçe kelime biliyorum, Türkçe şarkılar dinledim. Sanırım iyi arkadaş olacağız.

11.08.05
Dün okulun ikinci günüydü. Ben de gazete için bir makale yazdım. Yazdığım yazı gazetenin baş yazısıydı ve Antakya'ya yolculuğumuzu, yaz okulunu ve genel olarak neler hissettiğimizi anlatıyordu. Her ne kadar bu yazdığım ilk İngilizce makale olsa da, bir gazeteci olduğum için benim için zor bir iş değildi. 

Günümüzün sonu ise oldukça romantikti. Gece bir odada toplanıp hep beraber Türkçe, Ermenice ve İngilizce şarkılar söyledik. Çok geç bir saatte uyudum.
Arkadaşlarımı çok seviyorum ve onların bu kadar iyi, nazik ve eğlenceli olduğunu farkettiğim ve bu kadar iyi arkadaş olabildiğimiz için çok mutluyum.

12.08.05
Dün çok ilginç ve eğlenceli bir gündü. Çok eğlendik. Dünkü yolculuk sırasında sürekli şakalaşıyorduk ve pek çok ilginç yer gördük. İkibin yıl öncesinden kalan ve bir zamanlar azizlerin yaşadığı ilk Hristiyan kilisesini gördüğümde oldukça şaşırdım, gözlerime inanamadım. Dün aynı zamanda içinde çok güzel eski mozikler olan bir müze gezdik. Akşam yediğimiz yemeği çok beğenmedim ama biraz alışveriş yaptık ve çantalar, ipekler vs. aldık. Bir sürü fotoğraf çektim. Genel olarak geçirdiğimiz gün oldukça hoşuma gitti.

13.08.05
Dün hakkında ilk hatırladığım şey Ermeni köyüne yaptığımız ziyaretti. Bir sürü Ermeni şarkısı söyledik ve epey dansettik. Orada dünyanın dört bir yanından gelmiş 200'den fazla Ermeni vardı. Ve bütün bunlar Türkiye'de oluyordu... Gözlerime, kulaklarıma inanamıyordum. Aynı zamanda dün globalleşme ve sivil toplum hakkında çok ilginç dersler dinledik. Bize dil dersi verecek olan öğretmenimiz Markar Esayan ile tanıştık ve en sonunda dil dersine başlayabildik. Artık Türk alfabesini biliyorum. 

14.08.05
Dün Pazar günüydü ve hiç ders yapmadık. Ermeni kilisesinde bir ayine katıldık ve bu benim için çok önemliydi. Orada Musa Dağı'nın köylerinden birinde harrisa (keşkek) yedik. Sonra Avetis baba ' köyün en yaşlı kişisi ile bir röportaj yaptım. Bana kendisinden ve Türkiye'de kalan tek Ermeni köyünden bahsetti. 

Türkiye'de olduğumuz için denizde yüzmeyi dört gözle bekliyordum. Ama kumsalın o kadar kirli olduğunu görünce biraz hayal kırıklığına uğradım. Neyse, hiç değilse bir deniz vardı... Dün çok güzel bir zaman geçirdim.

15.08.05
Kendim de gazeteci olduğum için, dünkü ders benim için en ilginç derslerden biriydi. Bella ve Arman'ın dersi de oldukça güzeldi. Daha sonra pazara gidip biraz alışveriş yaptık. Ondan sonra da Ortodoks Kilisesine gittik. Çok güzel bir kiliseydi. Şehrin içinde yürümek oldukça enteresan. Türkiye'de o kadar fazla restoran var ki! Sanırım Türkler yemek yemeyi çok seviyor. :)

Daha sonra akşam lunaparka gittik. Biraz hasta oldum ve öksürüyorum, ama buna rağmen Türk ve Ermeni arkadaşlarımla çok güzel vakit geçiriyorum. Hepsi çok sevimliler. Onları çok seviyorum.

Yaz okulu programları, Türkiye ve Ermenistan’dan sekiz sivil toplum örgütünün, Avrupa Birliği’nin İstikrar Aracı desteğiyle hayata geçirdiği “Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı” kapsamında düzenleniyor.
 
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine ve kapalı sınırın açılmasına yönelik sivil toplum faaliyetlerini desteklemek için geliştirilen program; iki ülke halkı arasındaki temasların artırılmasını, iş dünyası içinde bağların güçlendirilmesini, eğitim ve kültür faaliyetlerinin teşvik edilmesini ve her iki toplumun tarafsız bilgiye erişiminin kolaylaştırılmasını hedefliyor.
 
Ocak 2014’te başlayan ve 18 ay boyunca devam edecek olan bu programı, Ermenistan’dan Civilitas Foundation (CF), Eurasia Partnership Foundation (EPF), Public Journalism Club (PJC), Regional Studies Center (RSC); Türkiye’den Anadolu Kültür, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd) ve Hrant Dink Vakfı’ndan oluşan bir ortaklık yürütüyor.

Programda, iki ülke halklarının birbirlerini daha iyi anlayabilmesine katkı sağlamak üzere, gençler, öğretmenler, sanatçılar, mimarlar ve girişimcilerin sınır ötesi buluşmaları ve işbirliklerini destekleyici atölye, eğitim, değişim programı, burslar ve seyahat destek fonu gibi olanaklar sağlanacak, televizyon programları ve yurttaş gazeteciliği gibi destek medya çalışmaları yürütülecek. Ayrıca ekonomik alan araştırmaları, toplumda tanınmış isimlerle geçmişe dair söyleşiler ve üst düzey politika yapıcılar arasında fikir alışverişleri de program kapsamında yer alacak. 

Daha fazla bilgi için: www.armenia-turkey.net